AFET DEĞİL TERCİHLER ÖLDÜRÜR

Jeoloji Mühendisleri Odası İl temsilcisi Atilla Yılmaz, Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde bulunan ilimizde depreme yönelik yapılması gereken çalışmalar hakkında bilgiler verirken, gerekli önlemlerin alınmaması ve yapılan yanlış tercihleri eleştirdi.

İlimizde zemin etütlerinin yeterince yapılmadığını dile getiren Atilla Yılmaz, İl Özel İdaresinin ve Belediyelerin bu konuda daha duyarlı olmaları gerektiğini belirtti. 

Zemin etütleri denetim dışı kaldı 

12 Kasım 1999’dan sonra yapılan binaların kısmen iyi olduğunu fakat eksiklerin bulunduğunu söyleyen Atilla Yılmaz; “Öncelikle şunu söylemeliyim ki, Bolu Kuzey Anadolu fay hattı üzerine kurulmuş bir şehir. İlçe merkezlerimizin birkaç tanesi ve Bolu kent merkezi Kuzey Anadolu fayı üzerinde kurulu. Bizim burada fay hattı üzerinde olan binalarla ilgili çalışmalar yapmamız gerekiyor. Bunları mikrobölgeleme etütleri ve paleosismoloji çalışmaları olarak adlandırıyoruz. Bolu’da 12 Kasım 1999 depreminden beri yeni yapı denetim sistemi ile birlikte üretilen binalarımız, yapı stoklarımız genel itibari ile iyi. Ancak şöyle eksiklerimiz var; yapı denetim sistemine dahil olan plan proje ve etütlerde zemin ve temel etüt raporları denetim mekanizması dışında kaldı. Aslında yapı denetim firmaları, zemin etütlerinin de kontrol edilmesi için müteahhit veya yurttaşlarımızdan bunun bedelini alıyorlar; ancak bağlı bulundukları ilgili idarelerin bunu zorunlu tutmamasından dolayı jeoloji mühendisi çalıştırmayıp, istihdam etmeyip veya hizmet almayıp zemin ve temel etütlerini denetim dışı bıraktılar. Biz bunun yapılması için birçok yazışma yaptık; yapı denetimleri bilgilendirdik, Bolu Valiliği’ni bilgilendirdik. Bunun bir yapı denetim sistemi içinde yürümesi lazım. Buradaki sorun şu; yapı denetimler binanın betonarmesini, demirini, statik hesaplarını, mimarisini, çatıdaki su deposuna kadar hesaplıyorlar ama bu işin ilk ayağı olan temel ve zemin etütü denetim dışında kaldı. Biz Bolu’da bu sistemi tam tersi yapıyoruz. Bakanlık yapı denetimleri zorunlu tutmuyor olabilir ama belediyeler ve organize sanayi bölgeleri gibi ilgili kurumlar bunu zorunlu tutmak durumundalar” dedi. 

‘Can ve mal güvenliğini tehdit eden bir durum’

Jeoloji mühendislerinin önemine değinen Yılmaz; “Bolu Belediyesi’nde jeoloji mühendisi istihdam ediliyor. Onlar bizim zemin etüt raporlarımızı denetliyorlar. İl Özel İdaresi’nde bir tane jeoloji mühendisimiz var, o da kısmen kontrol ediyor. Ama ilçe belediyelerinde ve organize sanayi bölgelerinde jeoloji mühendisi yok. Onlar da hizmet alarak bu raporları denetletmiyor. Bunun için ilgili idareler ve özellikle valilik önlem almak durumunda. Yapı denetimleri buna zorunlu tutmalılar. Belediyeler bir jeoloji mühendisi istihdam etmeli, yapamıyorlarsa hizmet alımı şeklinde veya bir organizasyonla bunu çözmeleri gerekiyor. Organize sanayi bölgelerinde sürekli fabrikalar yapılıyor. Yapı denetim zemin etütünü kontrol etmiyor. Devasa yatırımlar yapılıyor ama denetimsiz ilerliyor. Bu da yurttaşların can ve mal güvenliğini tehdit eden bir durum” ifadelerine yer verdi. 

‘Fay hattı haritası ortaya çıkartılmalı’

Bolu’daki fay hatlarına dikkat çeken Atilla Yılmaz; “Fay hatlarının geçtiği Mudurnu Taşkesti’den Bolu Merkez’e, buradan da Gerede Çerkeş’e kadar bir mikrobölgeleme etütü ve paleosismoloji çalışmaları yapılmalı. Her belediyenin buna gücü yetmez. Bunun valilik organizasyonuyla, AFAD(Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı)’ın yönetiminde yapılması bence doğru, Bolu Belediyesi ve ilçe belediyeleri buna katkı sunarak, İl Özel İdaresi ile birlikte Bolu Merkez ve İlçelerinin fay haritasının ortaya çıkması gerekiyor. Bunun aslında bir devlet politikası haline gelmesi gerekiyor. Biz Jeoloji Mühendisleri Odası olarak ancak raporlar sunuyoruz yöneticilere. Yöneticiler buna cevapsız veya duyarsız kaldığında bizim yapacak hiçbir şeyimiz kalmıyor. Zaten bizim bu fay haritalarını yapacak bütçemiz yok. Ama biz tamamen desteğimizi vereceğimizi ilgili idarelere bildirdik” cümlelerini kullandı. 

‘Her türlü desteğe hazırız’

Jeoloji Mühendisleri odası olarak her türlü desteğe hazır olduklarını söyleyen Yılmaz; “Jeoloji Mühendisleri Odası Genel Merkezi’nin yaptığı raporlar var. 18 tane şehrin valiliklerine, Cumhurbaşkanlığı’na dahi yönetim kurulumuz deprem raporlarını gönderdi ve hiçbir ilden geri dönüş olmadı. Geçenlerde biz Yönetim Kurulu Başkanımız Hüseyin Alan’la birlikte Bolu Belediyesi’ni ziyaret ettik. Tanju Bey’e Bolu’nun şehir merkezinden geçen faylar ve yapı denetim sistemiyle ilgili bilgiler verdik. Kendisi bize geri dönüş yapacağını söyledi. Yakın zamanda Bolu Belediyesi’nin iş birliğinde bir çalışma başlatmayı düşünüyoruz. Ama sadece Bolu Belediyesi ile bu işler çözülmez çünkü diğer ilçelerimiz de var, köyler var. Bu haritalamayı yaptıktan sonra köy yerleşik alan planlarında, İl Özel İdaresi’nin belki revize yapması gerekecek. Mevcut köyü belki taşıyamayız ama yeni yapılacak binaları göz göre göre, bile isteye fay hattı üzerine yaptırmayabiliriz. Mevcut binaları yıkalım, yeniden yapalım demiyoruz. En azından yeni yapılacak binalar buralara kurulmamalı. Burada asıl iş devlete düşüyor. Bizim Bolu Merkez’de yaptığımız çalışmada bin adet binanın fay hattı üzerine kurulduğu hesaplandı. Bu binaların bazıları apartman. Apartmanda belki 20 daire var. Çok fazla hane böyle bir tehdit altında” dedi. 

Zemin ve temel etüdü zorunlu olmalı

Zemin ve temel etütlerinin zorunlu hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz; “İmar planlarını şehir planlamacıları ve harita mühendisleri yapıyor. Bir yeri yapılaşmaya açarken veya oradaki kat artışlarını yaparken hiçbir şekilde bir jeolojik çalışma yapılmıyor. İmar Kanunu’nda böyle bir madde yok, doğru. İmar Kanunları yapılırken mikrobölgeleme etütlerinin yapılması zorunlu hale gelmesi lazım. Tamam, kanun yok ama belediyeler inisiyatif alıp imar planlarını yapmadan, basit bir mikrobölgeleme etütü yapıp o yerin imara açılıp açılmamasıyla ve verilecek katlarla ilgili bir çalışma yapması gerekir” ifadelerini kullandı.  

İstanbul depremine önlem almalıyız

İmar barışına ve İstanbul depremine dikkat çeken Atilla Yılmaz sözlerini şöyle tamamladı; “Bundan birkaç yıl önce İmar Barışı Kanunu çıktı. İmar Barışı Kanunu yurttaşlarımızın can güvenliğini tehdit eden bir kanundu. Çünkü iskanı olmayan, ruhsatsız bütün kaçak yapılar bir şekilde Devlet tarafından yasallaştırıldı. Ama burada hiçbir denetim olmadı. İlk afette belki o binaların çoğu hasar görecek veya yıkılacak. Bir de şu konu var. Biz Bolu’da yaşayacağımız depremi düşünüyoruz. Ama önümüzde bir de büyük İstanbul depremi var. İstanbul’da da yakın gelecekte bir deprem meydana gelecek. Bu deprem sonrası İstanbul’da muhtemelen bir felaket yaşanacak ve insanlar o şehri terk edecekler. Biz, en büyük göç alacak şehirlerden birinin Bolu olacağını öngörüyoruz. Bolu’nun buna bir hazırlık yapması gerekir. Bu kadar insanı biz nereye yerleştireceğiz. Bunların imar planlarını veya ön etütlerini, deprem master planlarını Bolu’nun şimdiden yapması gerekiyor. Çünkü böyle bir depremden sonra Bolu’nun nüfusu 6 ay içerisinde birkaç milyona çıkabilir. O yüzden bu çalışmaların şimdiden yapılması lazım.”

Yorum yazın

UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
8TEM2022