Kurban Bayramı ve Bolu
Özünden tamamen uzaklaşılmış, Ramazan ve Kurban Bayramı tatilleri mutluluk hormonu salgılatabilmek adına son derece gereksiz bir şekilde uzatılıyor. 7 gün 24 saat çalışması üretmesi gereken bir ülke 9 gün boyunca yatıyor. Sadece belli bir kesim kazanıyor.
Ülkenin en önemli karayolu geçiş noktası olan Bolu ve Bolu Dağı trafiği, her zaman olduğu gibi haber kanalı ve sitelerinin en ilgi gösterdiği bölge olarak yer aldı. Bu ilgiden faydalanmak isteyen bazı haber sitelerinin ise gerçekten konuyu abartmada yine üstlerine yoktu.
Ben de bayram tatilinde her zaman olduğu gibi (Kutsal Topraklar) Bolu’daydım. Bayramın 1. 2.ve 3 günü Bolu şehir merkezi oldukça sakindi. Öyle ki, garajımızın önüne park etmiş herhangi bir araç bile yoktu! Yerlilerin büyük bölümü bayramı köy, yayla ve yazlıklarında geçirirken, dışardan Bolu’ya yerleşenlerin memleketlerine gittikleri, şehrin sakinliğinden anlaşılıyordu. Bu sessizliği ve sakinliğini bozan tek istisna maalesef motosikletlerin çıkarttığı egzoz gürültüsüydü. Bu konuda yetkili mercilerin bir şeyler yapması lazım. Özellikle geceleri iş çığırından çıkıyor ve bu umarsız adamların yaptığı gürültü kirliliği bütün Bolu’yu kaplıyor. Bir başka konu var ki onu da başlı başına bir köşe yazısında işlemek isterim (Kızlarımız ve davranışları!)
Yerel basında ve sosyal medya ’da siyasi partilerin bayramlaşmaları gözüme takıldı. AK Parti’nin bayramlaşma kareleri eski günlerin çok uzağındaydı. 2019 yılı Kurban Bayramı’nda icra ettiğim belediye başkan vekilliği esnasında Ak Parti il teşkilatına yaptığım sürpriz ziyarette neredeyse merdiven araları bile doluydu. O ziyaretim, başkanımız Tanju Özcan tarafından çok eleştirilmişti. Ama bugün CHP Genel Başkanımız Sn. Özgür Özel, AK Parti Genel Başkanı, Cumhurbaşkanımız Sn. R. Tayyip Erdoğan’ı ziyaret ediyor ve yeni bir sayfa açmak için çabalıyor. Ben bu işi yerelde 5 yıl önce yapmaya çalışmıştım. CHP’nin il teşkilatı bayramlaşması, AK Parti’ye göre sanki biraz daha kalabalıktı. Bu parti içi bayramlaşmalar bana biraz garip geliyor. Neredeyse hemen hemen her gün partide birbirini görüp hâl hatır soran üyeler tekrar bir araya geliyor, tek fark basın mensupları oluyor galiba! Sonuç olarak partilerin bayramlaşma karelerindeki görüntüler milletimizin kuvvetlinin yanında yer alma iç güdüsüyle duruma göre değişiklik gösterdiğini bize kanıtlıyor.
Bayramın 4. Günü Akçakoca’daydık. Akçakoca’yı hiç bu kadar kalabalık görmemiştim. Maalesef Akçakoca’da bozuk imar ve iskân anlayışımızın kurbanı olmuş, betona boğulmuş, özünü kaybetmiş, tarz oluşturamamış bir sahil şehri olarak yoluna devam ediyor. Halbuki 70’ li yıllarda Ankara- İstanbul arasında bir inci olarak dönemin gazete ve dergilerinde geniş yer bulurdu. Akçakoca’da beni tek etkileyen şey Ortancalar oldu. Ortancalara bayıldım. Yeni belediye başkanımızım Ortancalar üzerine gitmesini ve Akçakoca Festivali’nde Ortancalar içinde bir sayfa açılmasını dilerim.
Ve Abant! Abant, bayram süresince ‘Vadedişmiş Topraklar’ misali adeta bir akına uğramıştı. Neredeyse, Türkiye’nin her şehrine ait araç plakasını görmek mümkündü. Tabi bu yoğunluk birçok olumsuzluğumda beraberinde getiriyor. Kimse durumundan memnun olmuyor. Bu arada Abant yolu vadisinde defalarca dile getirmeme rağmen herhangi bir gelişme göremedim. Kontrolsüz, keyfe keder yapılaşmalar devam ediyor. Turizmi iyi analiz edemeyen, bilmeyen birçok yatırımcı iyi niyet ve heyecanla başladığı yatırımlarından istediği verimi alamıyor. Tesisleri iklim şartlarında etkisiyle eskiyor çürüyor ve salaş bir hal alıyor. Şu anda yol üzerinde bulunan sayılı birkaç tesisin dışındaki tesislerin büyük bölümü dökülüyor. Bu görüntüleriyle ne sahiplerine ne de Bolu turizmine bir katma değer sağlamaları mümkün değil.
Bayram’da önemli bir konuda Boluspor’du. Mevcut yönetimin olağanüstü genel kurul almasıyla birlikte Bolulu futbolseverlerin bayram gündemi bu konuya odaklandı. Liglerin başlamasına bir ay kala kongreye, gidilmesi mevcut yönetimin göreve devam etme isteğinin bir göstergesidir. Genel kurul gündem maddelerinde yer alan şirketleşme ile ilgili kısımlar dikkat çekiyor. Bu konunun açıklığa kavuşması, yani kurulacak şirket ve Boluspor Kulübü Derneği arasındaki işleyiş, hissedarlar, sermaye yapısı vb. ne şekilde olacak. Bildiğim kadarıyla Boluspor’un bir mal varlığı yok. Tesisleri belediye ve özel İdare’ye ait. Halka arz için mevcut haliyle bir yeterliliğe sahip mi değil mi bilemiyorum. Görünen o ki sezon öncesi Boluspor’u ciddi bir mesai bekliyor.