Yıllardır turizm sektöründe arzulanan gelişmenin bir türlü sağlanamadığı ilimizde son dönemlerde yaşanan gelişmeler geleceğe umutla bakılmasını sağlıyor. Göreve geldiği ilk günden itibaren çalışkanlığı ve heyecanıyla Bolu turizme ivme kazandıran Kültür ve Turizm İl Müdürü Hakan Doğanay bir yıllık süre içerisinde yapılan çalışmalar hakkında açıklamalarda bulundu.
En büyük hedefinin Bolu’nun turist profilini değiştirip Bolu’yu Avrupa’da tanıtarak turistleri ilimize çekmek olduğunu belirten Doğanay, bu konuda yoğun bir şekilde çalışmalarına devam ettiklerini belirtti.

Avrupalı turistler gelmeye başladı
Bolu’ya atandığında ilk iş olarak Bolu’nun turizm envanterini çıkarttığını dile getiren Kültür ve Turizm Müdürü Hakan Doğanay; “Bolu’ya ilk geldiğimizde elimizde ne var, envanterimiz ne, Bolu’daki değerlerimiz ne, bunları bir öğrenmek istedim. Çünkü şu ana kadar Bolu’yla ilgili herhangi bir master planı yapılmamıştı. Bolu’nun turizm değerleri nedir, stratejik değerleri nedir? Bakanlığımız yaptığı 2020 stratejik eylem planı vardı ama 2023’e geldiğimizde, Bolu bu 2023 stratejik eylem planının neresinde, ne kadarını yapmış, onunla ilgili bir çalışma yoktu. Biz hızlıca, elimizde ne var onu değerlendirelim dedik. Öncelikle bilenlere danıştık. Bolu’nun önde gelen değerleri spor turizmi ve kültür turlarıydı ama kültür turları biraz geride kalmıştı. Ben şöyle bir analiz yaptım; kültür turlarını Bolu’da biraz daha ön plana çıkartırsak sanki Bolu’nun turist profilini de biraz değiştirebiliriz. Biraz onun üzerine gittik. Buna yönelik bir çalışma da yaptık. İsveç’ten, Hollanda’dan, İspanya’dan, İskoçya’dan ve Belçika’dan 6 tane sosyal medya fenomeni getirdik. Bu kişiler geldi, Bolu’nun tarihi ve turistik yerlerini özellikle de Yedigöller, Seben, Muslar Kaya evleri, Göynük’ten görüntüler aldılar. Benim en çok hedeflediğim şeylerden biri Bolu’nun turist profilini biraz daha değiştirmekti. İstatistiklere göre de Kuveyt, Katar öndeydi ama son dönemde ABD’li (Amerika Birleşik Devletleri) turistler Almanlarda gelmeye başladı. 2021 verilerine göre Kuveyt ilk sırada ABD sırada yer alıyor. Almanya 4’üncü Rusya ise 5’inci sırada. Turist profili değiştirilerek Bolu’nun yurt dışında tanıtımı daha genişletilebilir” dedi.

Bitinya Yolu Rotası oluşturuluyor
Bölgeye dikkat çekmek ve turist profilini değiştirmek adına 4 ayrı rota oluşturduklarını vurgulayan İl Müdürü Doğanay; “Bolu İçi Kültür Rotası, Yakın Karadeniz Rotası, Köroğlu Rotası ve Bitinya rotası olarak 4 ayrı rota oluşturduk. Bu bölgeye geniş anlamda Bitinya bölgesi diyorlar. Bu Bitinya bölgesinde yaşanmış olan anılar var, tarihi savaşlar, tarihi festivaller var. Onlardan geriye ne kalmış, onları aramak bulmak isteyen insanlar olabilir. Hem onların buraya gelmesi hem de kültürlerin kaynaşması adına Bolu bir pilot bölge olabilir. Yapacağımız Bitinya rotasında 8 tane ili içerisine alıp farklı bir destinasyon oluşturup hem çeşitliliği artıracağız hem de turist profilini değiştireceğiz. Rotayı Nikea’dan (İznik) başlatıp Zonguldak’ta bitireceğiz. Bunun üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. Bu benim sunduğum kabataslak bir projeydi. 8 tane ilin Valisi, 8 tane ilin Müdürü, 3 tane ajans genel sekreteri olarak profesyoneller oturacak bunun haritası çıkarılıp analizi yapılacak. Biz, Türkiye’nin şu anda yüz akı olan Likya Yolu’na alternatif bir yol çıkartacağız. Bu rota insanlarda önce bir merak uyandıracak. Çünkü biliyorsunuz, turizm yüzde elli meraktır. İnsan merak ettiği yeri gidip görmek, tanımak, keşfetmek ister. O merakı oluşturan Bitinya ismi de her ne kadar son zamanlarda birçok projede geçse de çok fazla literatürde görünmeyen bir isim. Bitinya rotasını oluşturursak hem birlikte çalışma kültürünü de kazanmış olacağız hem de birlikte proje yapma imkanını da bu bölgede sağlamış olacağız” ifadelerine yer verdi.

Turistler şehir merkezine de gelecek
Oluşturulan diğer rotalar hakkında da bilgi veren Doğanay; “4 ili içeren bir de ‘Yakın Karadeniz Rotası’ oluşturduk. Bu rotaya Düzce, Bolu, Kastamonu ve Karabük’ü aldık. Biz kendimizi yine pilot il olarak ilan ettik. Çünkü gerçekten 167 tane tesis yaklaşık 9 bin 843 tane yatakla bölgenin en çok tesisi ile yatağına sahip il biziz. Doğal olarak konaklamaları biz kendimize aldık. Rota Düzce’den başlayacak, Bolu’da konaklanacak ve diğer iller gezilecek. MARKA’ya sunduğumuz diğer bir proje ise Köroğlu Rotası. Köroğlu rotası da tamamen Bolu’nun içerisini yani Dörtdivan’dan başlayıp Seben’le Kıbrıscık’tan, geçen bir rotaydı. Onu özellikle yapmak istedim çünkü Köroğlu rotasını yürümek isteyen dağcılar var. Ankara’da görüştüğüm bazı dağcılar ‘Köroğlu’nun izini takip edelim’ dediler, olur dedik. Onun da hikayeleri, rotaları oluşturulacak. Onu da hem Turizm Geliştirme Ajansı’na hem Bakanlığımıza hem de MARKA(Doğu Marmara Kalkınma Ajansı)’ya sundum. Projemiz kabul edilirse detaylarına ineceğiz inşallah. Bir de ben geldiğimden beri bize söylenen hep şuydu: ‘Bolu’nun içerisine turist girmiyor.’ Bolu’da ‘Bolu İçi Kültür Rotası’ adı altında 14 tane destinasyon noktası belirledik. Bunu Bolu’yu en iyi bilen profesyonel tur rehberleri Fırat Oktar ve Levent Kahveci ile yaptık. Bir numara olarak Bolu Müzesi’ni belirledik. Tur otobüslerine bahçemizi açacağız, burada kendi lavabolarımızı, kantinimizi kullanacaklar. Ondan sonra Bitinya’yı anlamaları için bir ön bilgilendirme yapacağız. İkinci olarak kültür merkezine gidecekler. Oradan şu anda kazı yaptığımız, Hisar Tepe dediğimiz stadion kazı alanına götüreceğiz. Oradan Yukarı Çarşı, Taşhan, Gülezler Konağı, Sultan Hamamı gibi Valiliğe kadar gezdireceğiz. Biliyorsunuz turizm, bugün başladığında yarın sonuç elde edeceğin bir olgu değil. Tohumu atıp bekleyeceksin. Ben bütün toplantılarımda hep şu cümleyi kurarım: Biz bir kartopu hareketi başlattık, isterseniz bu kartopu birikir kardan adam olur, isterseniz yolda parça parça olur. Bu; yerelin, senin başlattığın hareketi kabullenmesi ile orantılıdır. Ne yaparsan yap, yerel senin başlattığın hareketi kabul etmiyorsa, başarısızsın” dedi.

Kısa zamanda birçok proje hayata geçti
Yapılan diğer projeler hakkında da bilgi veren İl Müdürü Hakan Doğanay; MARKA’ya teknik destek olarak yılda iki tane proje sunma hakkımız vardı. Fakat sağ olsun MARKA bize biraz tolerans gösterdi. Biz, 25’er bin liradan 100 bin lira arası maliyetli 4 tane proje sunduk. Bir projemiz kapsamında otobanda bulunan 4 tane totemi kullandık ve Mudurnu, Göynük, Kartalkaya, Abant, Gölcük resimlerini otobana koyduk. Resimler şu nada Highway’in giriş, çıkışında var. Çünkü Highway’i yılda bir buçuk milyon insan ziyaret ediyor, benim için çok önemliydi. Aynı zamanda Highway’in dönen ledlerinde de yaptığımız bir protokol sonucunda ücretsiz olarak Türkçe-İngilizce Bolu’nun tanıtım filmler gösteriliyor. MARKA’ya sunduğumuz bir diğer proje de ‘turizm sektörü personeline eğitim projesi’. Yaklaşık 48-50 kişiye ön büro, resepsiyon, bellboy, kat hizmetleri eğitimi verdik. İhaleyi de Ankara’dan bir turizm firması aldı. Turizmcilere, bizim eğitim verdiklerimize iş garantisi verin dedik, sağ olsun onlar da öyle yaptılar. Kısa zaman içerisinde bir proje daha yaptık. Bizim bir dijital arşivimiz yoktu. Turizmde en önemli şey görselliktir. Görsellik yoksa hiçbir şey anlatamazsınız. MARKA’ya hemen bir proje daha yaptım, ‘Bolu Dijital Arşivi’ diye. 6 aylık bir çekim yapacaklar. 12 aya yaymak istedik ama verdikleri bütçe yetmiyor. 12 ay çekim yapmamız lazım ki 4 mevsimi çok iyi yansıtalım. 6 aylık kısa bir dönem içerisinde Bolu’nun dijital fotoğraf arşivini oluşturuyoruz. Şu anda da devam ediyor. Geçen ay bir proje daha sunduk. Artık yeni trend gastronomi. İnsanlar artık yemek yemek için bile seyahat ediyorlar. Gastronomi turizmini Bolu’ya nasıl kazandırabiliriz diye düşündük. Türkiye Aşçılık Federasyonu Başkanı Zeki Bey’le de görüştüm. Bunla ilgili çalışmalarımız devam ediyor” cümlelerini kullandı.