BOLU'YU BÖYLE SEVİYORSANIZ ALLAH AŞKINA BENİ SEVMEYİN!

Üç tepe şehir Bolu.

Hisar Tepesi, Fırka Tepesi, Karga Tepesi...

Türk Ocakları, Türk Ocaklarıyken yani şimdiden bahsetmiyorum!

Üç Tepe isimli bir mecmua çıkartıyordu.

Boluda bugüne çıkartılmış en tafsilatlı yayındır.

Birde bizim çıkarttığımız Sanat Sokağı Dergisi vardı.

Bu iki mecmua Bolu yayın tarihinin yüz aklarıdır.

Türk Ocaklarının çıkarttığı dergi ismini Bolunun üç tepesinden almıştı.

Bugünse elimizde iki tepe kaldı.

Alaaddin Yılmazla Tanju Özcan el ele verip şehrin tarihi tepesini kaldırdılar.

Şehrin tarihini kültürünü yok ettiler.

Fırka Tepesi artık Bolu Belediyesinin protokol girişi oldu.

Ortasına bir kuş koydular, ismine de Bülent Ecevit dediler.

***

Yıllar önceydi,

Her akşam iş çıkışı Mecidiköyden Beşiktaşa otobüsle gelir, oradan yürüyerek Ortaköye geçerdim.

Yine böyle bir akşam,

Polisler zabıtalar yaşlı bir adamı sarıldığı ağaçtan ayırmaya çalışıyorlar.

Meselenin aslını öğrendim.

İçi tamamen kurumuş çınar ağacı, bir tehlike oluşturmasın diye Belediye ekipleri tarafından kesilecek.

Yaşlı amca ağaca sarılmış kestirmem diye ağlıyor.

Usulca amcaya yaklaştım;

‘Bak amcam ağaçların kesilmesine bende karşıyım ama bu ağaç çürümüş, bir aracın veya bir insanın üzerine düşerse ne yaparız. Bırak kessinler dedim.

Sanki yüreği sökülüyor amcanın, gözlerinde öyle bir acı, bana döndü.

Bak oğlum ben eşime bu ağacın altında evlilik teklifi yaptım. Eşimi 5 yıl önce kaybettim. Hiç kimsem kalmadı. Ve eşimi sadece bu ağaç tanıyor. Ben her akşam gelir bu ağaçla eşimi konuşur dertleşirim. Bu ağacı da keserlerse benim kimsem kalmaz, bende ölürüm” dedi.

Zabıtalara rica ettim, gerekirse başkanla ben konuşayım dedim. Çelik konstrüksiyon yapın, bu ağacı ayakta tutun, amcayı öldürmeyin...

Yıllarca o çınar çelik konstrüksiyonla ayakta durdu.

Birkaç yıl oluyor İstanbula gittiğimde ağaç yerinde yoktu.

Anladım ki amca ölmüş, yüreğim burkuldu.

***

Şimdi bu hikayeyi niye mi anlattım.

Belediyenin en büyük görevi şehrin hatıralarına sahip çıkmaktır.

Fırka Tepesi bu şehrin hatıralarıyla ayakta duran bir tepeydi.

Siz sadece o tepeyi yok etmediniz,

Binlerce insanın hatıralarını toprağa gömüp, üzerine beton döktünüz.

Hani Boluyu seviyorum diye yola çıktınız ya.

Kurban olayım Bolu sevginiz buysa ne olur beni sevmeyin...

***

Yazıyı yazarken gözüm ilişti.

Tanju Başkan Paşaköy Kavşağında duvara çizilen resimlerin Karayolları tarafından silinmesine tepki gösteriyor.

Bütün basın orada, Devleti provokasyon yapmakla suçluyor.

Biz başta bu işin olmadığını söylemiştik.

Yapılan en başta yanlıştı yani.

Sen Karayollarından izin almadan o fotoğrafları oraya çizdin.

Karayolları da kendi malına izinsiz çizilen fotoğrafları kaldırdı.

Belli ki Tanju Başkan eski muhalif Milletvekilliği dönemini unutamıyor.

Halk evini yıktırmamak için kepçeni önüne yattığı günleri özledi.

Ama birisi çıkıp Tanju Beye artık Belediye Başkanı olduğunu hatırlatmalı.

Şovu, eylemleri bırakıp,

Benim kapımın önünü süpürüp, çöplerimi toplayıp, kanalizasyonumu açlamalı...

Yorum yazın

UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
22ARA2020