Yok olmaya yüz tutmuş mesleklerin başında gelen terziliğin İlimizdeki son temsilcilerinden Cahit Bilgin, 56 yıldır büyük bir emekle bu mesleği yerine getiriyor. Bilgin, hazır giyimin yaygınlaşmasıyla terziliğin artık yok olmaya başladığını dile getirdi.
Haber: Sevgi PİLGİ
Çiftçi bir babanın oğlu olan 82 yaşındaki Cahit Bilgin en büyük hayalimdi dediği terziliği tam 56 yıldır büyük bir mutlulukla yapıyor. Sağlığı eskisi gibi çalışmasına el vermese de Bilgin hayatını verdiği dikiş makinesi ve kumaşlarından ayrı duramıyor.
Baba mesleğini oğlu sürdürüyor
En büyük hayali olan terzilik mesleğini yapabilmek için, küçük yaşlardan itibaren terziliği öğrenmeye çalışan Cahit Bilgin, askerden döndükten sonra 1971 yılında açtığı dükkanınla hayallerine kavuşmuş. 70’li yıllarda terziliğin iyi ve itibarlı bir meslek olduğunu söyleyen Bilgin, “O zamanlar konfeksiyon yoktu. Herkes giyim ihtiyacını terzilerden karşılardı.90’lı yıllardan sonra hazır giyim yaygınlaşınca terzilik de yavaş yavaş bitmeye başladı. Terzilik ile konfeksiyon birbirinden tamamen farklıdır. Terzilik el emeği göz nurudur. Terzilik kişiye göre dikilir. Konfeksiyon kalıp üzerine dikilir. En büyük farkı budur. Terzi her şeyi elinde yapar. Konfeksiyonda bir bant sistemi vardır. Biri diker, biri cep yapar; ama terzi hepsini kendisi yapar. Ceketi olsun, pantolonu olsun hepsi tek kişinin elinden çıkar” ifadelerini kullandı.
“Terziler emeğinin karşılığını alamıyor”
Şuanda Bolu’da elbise dikecek terzi sayısının bir elin parmak sayısını geçmeyecek kadar azaldığını dile getiren Bilgin, “Bu mesleğin azalmasında fabrikasyonun etkisi var tabi. Bir de terziler para kazanamıyor. Terziler emeğinin karşılığını alamıyor. Onun için bu meslekler bitiyor. Hiç bir zanaatkar emeğinin karşılığını alamıyor. Bir usta bir takım elbiseyi 4 günde diker. 1970’li yılarda büyük camide her sokakta onlarca terzi vardı. Ben eskiden dükkânda 5 kişi ile birlikte çalışırdım. Hele ki bayramlarda gecelerden sabahlara kadar çalışırdık.
Birkaç saat uyuyup ertesi gün yine çalışmaya devam ederdik. 3 çocuğum var. Tek oğlum da izimden giderek bu mesleği yapıyor.
Benim en büyük hayalim terzilik yapmaktı. İdealim oydu. Ve hayallerime şükür kavuştum da. İşi öğrenirsen, seversen, uğraşırsan, başarırsan hiçbir mesleğin zorluğu olmaz. Biz şuanda terzilik yapmıyoruz gibi bir şey. Zaten şehirde elbise dikecek terzi Büyük Cami Mahallesinde yok. Aşağı çarşıda 3-5 kişi kaldı. Onun dışında bu dükkanda hazır giyim satılıyor. Şuan biz de dükkanda sadece pantolon dikiyoruz. Gömlek, pantolon, ceket satıyoruz. Şuan istersem ceket dikebilirim ama yorulurum diye çocuğum müsaade etmiyor” cümlelerine yer verdi.
“Herkes zanaatkar olur ama esnaf olamaz”
Terzilikte çırak yetişmediğini üzülerek ifade eden Bilgin; “Esnaflık değişmez ama ticaretin kuralları değişti. Ufak esnaflık, emek gerektiren esnaflık para kazanamaz oldu. Çünkü emeğin saatlik değeri var ve bir terzi bugün o parayı kazanamıyor. Bu yüzden de alttan da kimse yetişmiyor. Böyle bir gerçek var. Şehirde en genç terzi de oğlum yaşındadır(55). Belki de 20 yıl sonra Bolu’da elbise dikebilecek terzi bulunmayacak. Oğlumdan sonra bu yapacak kimse de yok. Torunlarım bu işi yapmayı düşünmüyor. Ufak esnaflık zorlaştı. Ticaret 80’li yıllarda Büyük Camide burada dönerdi. Esnaflıkta en önemli şey tatlı dil, güleryüz. Herkes zanaatkar olur ama esnaf olamaz. İkisi bir birinden farklıdır. Zanaatkarlık yaptığın şeyi iyi yaparsın ama esnaflıkta güler yüz, tatlı dil vardır. vatandaşın nabzına göre şerbet verirsin. Esnaflıkta bunlar önemlidir” dedi.