Türkiye Kamu-Sen ve Türk Sağlık-Sen Bolu Şube Başkanı Furkan Özübek, kamu emeklilerin ve çalışanlarının içerisinde bulunduğu zor şartları dile getirdi.
Türkiye Kamu-Sen Bolu Şubesine Bağlı sendika üyeleri İlave ek ödemenin maaşlara eklenmesi, 1. Dereceye gelen memurlara 3600 ek gösterge verilmesi, kamudan çalışan tüm personelin kadrolu ve güvenli istihdam edilmesi, kamu görevlilerinin ve emeklilerin acil çözülmesi gereken sorunları için bir araya gelerek Ressam Mehmet Yücetürk Sanat Merkezi önünde ses yükseltti.
“İLK ADIM ATILMALIDIR”
Özübek, Yerel seçimler nedeniyle gündemin siyaset ağırlıklı ilerlediğini kaydederek; “Özellikle memur ve emeklilerimizin yaşadığı sorunlar ve beklentileri bu süreçte geri plana atılmaması gerektiğini dile getirerek; “Bilindiği gibi 2023 yılı temmuz ayında yalnızca çalışan kamu görevlilerine ödenmeye başlanan 8 bin 77 TL tutarındaki ilave ek ödeme, ocak ayındaki artışlarla birlikte 12 bin 54 TL’ye yükselmiş ancak bu ödemenin emekli maaşlarına sayılmaması nedeniyle çalışma yaşamı ile emeklilik arasındaki bağ tamamen kopmuş, emekli maaşlarının ödenen prim ve kadro ile olan ilişkisi kesilmiştir. Hükümetimiz 2024 yılını ‘Emekli Yılı’ olarak ilan etmiştir. Mademki bu yıl emekli yılıdır öyleyse memur emeklilerinin durumu da mutlaka düzeltilmeli, ilave ek ödeme memur emeklilerine verilerek bu yoldaki ilk adım atılmalıdır.” şeklinde konuştu.
“DEVLETTE DEVAMLILIK ESASTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söz verdiği, birinci dereceye gelen tüm kamu çalışanlarının ek göstergelerinin 3600'e yükseltilmesi konusunun da henüz hayata geçirilmiş olmadığını açıklayan Özübek; “Ek gösterge bilhassa memur emeklilerinin maaşlarını doğrudan ilgilendirdiği için emekli maaşlarının belirlenmesi bakımından hayati öneme sahiptir. Milyonlarca memur ve emekli Cumhurbaşkanımızın sözünün hayata geçirilmesini beklemektedir. Hatırlanacağı gibi 2023 yılında yürürlüğe giren uygulama ile kamu görevlilerinin ek gösterge sorunu büyük ölçüde çözülmüş iken o dönemdeki ikazlarımızın karşılık bulmaması nedeniyle birinci dereceye gelen memurlarımız açısından bir haksızlık ortaya çıkmıştı. Sayın Cumhurbaşkanımız ve hükümet yetkilileri de genel seçimler öncesinde bu durumun düzeltileceğine ve birinci dereceye gelmiş tüm memurların ek gösterge rakamlarının 3 bin 600'e yükseltileceğine dair taahhütte bulunmuştu. Hatta dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin de konu hakkındaki kanun teklifinin hazır olduğunu belirtmişti. Ne var ki, bugüne kadar bu yönde atılmış herhangi bir adım olmadığını görmekteyiz. Devlette devamlılık esastır.” İfadelerine yer verdi.
“UYGUN KADROLARA YÜKSELME İMKANI BULAMAMAKTADIR”
Kamu kurum ve kuruluşlarında yaklaşık 110 bin dolayında yardımcı hizmetler sınıfı personeli bulunduğunu söyleyerek çalışanların büyük çoğunluğunun yüksekokul mezunu ve kurumlarında memurlarla aynı görevi yürütmekte olduğunu belirten Özübek; "Bu çalışanlarımız da kamu görevlisi olduğu halde, bir türlü açılmayan görevde yükselme sınavları nedeniyle eğitim durumlarına uygun kadrolara yükselme imkânı bulamamaktadır. Yardımcı hizmetlilerimizin yer değiştirme hakkı da kısıtlıdır. Kamuda en düşük ücretli kesim olan yardımcı hizmetler sınıfı personelin mağduriyetini gidermenin en uygun yolu bu çalışanlarımızın yaptıkları işlere ve eğitim seviyelerine uygun görevlerin bulunduğu genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmeleridir. Daha önce toplu sözleşme görüşmelerinde ve Kamu Personeli Danışma Kurulunda bu yönde önemli gelişmeler kaydetmiştik. Ancak sonrasında yetkililerin olumsuz tavırlarıyla karşılaştık. Kamu bütçesine yük teşkil etmeyecek olan bu talebimizin hayata geçirilmesi ve Yardımcı Hizmetler Sınıfı personelinin Genel İdare Hizmetleri Sınıfına alınması yüzbinlerce vatandaşımızın yüzünü güldürecek, kamuda kariyer ilkesinin hayat bulmasını sağlayacaktır” dedi.
“İSTİHDAM SAĞLANMALI”
Furkan Özübek, Türkiye Kamu-Sen olarak yardımcı hizmetli personellerinin taleplerine daima takipçisi olduğunun altını çizerek; “Kamu çalışanlarının önemli sorunlarından bir tanesi de kamu kurum ve kuruluşlarında sözleşmeli istihdamının asıl istihdam biçimi haline gelmesi ve birçok kurumda yeniden taşeron işçiliğinin artış göstermesidir. 7433 sayılı Kanunla 2023 yılında sözleşmeli personelin büyük bir kısmı kadroya geçirilmiştir. Ancak aynı Kanunla kurum ve kuruluşlarda ilk atamalarda personelin 3 yıl süre ile sözleşmeli personel pozisyonlarına atanması, ardından da 1 yıl boyunca atandıkları kurum ve bölgede çalıştıktan sonra memur kadrolarına geçebilmeleri hükme bağlanmıştır. Bu da sözleşmeli personel çalıştırmayı bir istisna olmaktan çıkarmış kamuda asıl istihdam haline getirmiştir. Buna bağlı olarak sözleşmeli kamu çalışanları 4 yıl boyunca ailelerinden ayrı kalmakta, yer değiştirme başta olmak üzere birçok hakkı kullanamamaktadır. Kamuda asli ve sürekli görevler mutlaka kadrolu memurlar eliyle gördürülmelidir. 3+1 süreli sözleşmeli statüde istihdam kaldırılarak tüm kamu görevlilerinin 657 sayılı Kanunun 4/A maddesi kapsamında kadrolu olarak istihdamı sağlanmalı, kamuda 4/A'lı kadrolu ve güvenceli istihdam esas alınmalı, esnek ve güvencesiz çalışma biçimleri tamamen sonlandırılmalıdır” diye belirtti.
“BİR KERE DAHA VURGULUYORUZ”
Güçlü devletlerin, temsilcisi olan memurları da güçlü kılacağını vurgulayan Özübek; İkinci asrının başlangıcında, 2024 yılı Emekli Yılı ilan edilmişken devletin memur ve emeklilerini mağdur bırakmayacağını ümit ettiklerini söyledi. Özübek, "Türk ve Türkiye Yüzyılına yaraşır bir kamu yönetimi ve kamu çalışanı için 2024 yılında mutlaka harekete geçilmesi gerektiğini bir kere daha vurguluyoruz: İlave ek ödemenin emekli maaşlarına eklenmesi, Birinci dereceye gelen tüm memurların ek gösterge rakamlarının 3600'e yükseltilmesi, 2008 öncesi ve sonrasında göreve başlayan memurlara arasında ortaya çıkan ikili uygulamanın sosyal devlet ilkesi çerçevesinde düzeltilmesi, Yardımcı Hizmetler Sınıfı personelinin Genel İdare Hizmetleri Sınıfına geçirilmesi, Kamuda esnek, geçici, vekil, sözleşmeli gibi adlar altındaki personel çalıştırma uygulamasına son verilerek 3+1'e tabi personel de dahil olmak üzere tüm çalışanların kadrolu ve güvenceli olarak çalıştırılması ve yeniden artış gösteren taşeron uygulamasına son verilmesi için yapılacak düzenlemelerle başlanmalıdır.” açıklaması yaptı.
“GELİR DAĞILIMINDA ADALETSİZLİKLER ORTAYA ÇIKAR”
Sorunların çözümü için düzenleme yapılması gerektiğini dile getiren Özübek; “ Milli gelirin artmasının yanında bu gelirin adil bir biçimde paylaşılması da önemlidir. Aksi halde gelir dağılımında adaletsizlikler ortaya çıkar. Gelir adaletini sağlamanın birincil yolu da memur ve emeklilerin maaşlarının belirlenmesinde ortaya konulan politikalardır. Beklentimiz, ekonomik zorluklar içinde bulunan memur ve emeklilerimizi gözetecek kararlarla aileleriyle birlikte 25 milyona ulaşan bu kitlenin yüzünün güldürülmesi yönündedir" dedi.