Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) Ziraat Fakültesi öncülüğünde yürütülen TÜBİTAK destekli Pelemir Bitkisi Projesi, başta jet yakıtı ve biyodizel üretimine katkı sağlaması yanında, küspesiyle hayvancılık sektöründe ve ekmeklerin raf ömrünü artırıcı özelliğiyle de gıda sektörüne kadar ülkemiz ekonomisine büyük katkı sağlaması hedefleniyor.
2021 yılında başlayan TÜBİTAK destekli proje, BAİBÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yusuf Arslan koordinasyonunda, Muş Alparslan Üniversitesi, Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi ile TAGEM paydaşlığında sürdürülüyor.
ÜLKE EKONOMİSİNE KATKI SAĞLAMASI HEDEFLENİYOR
Proje kapsamında yürütülen çalışmalarda, Anadolu’nun 70 farklı noktasından toplanan pelemir genotipleri, tohum ve yağ verimi ile protein oranı açısından karakterize ediliyor. Yapılan çalışmalarda, kuraklığa ve soğuğa dayanıklı bir bitki olan ve buğday üretilen her yerde ekim nöbetine girebilecek olan Anadolu’nun atalık yağlı tohum bitkilerinden olan pelemir bitkisi biyodizel ve jet yakıtı olarak jet yakıtı üretiminde kullanılabilecek özellikte olup, ülke ekonomisine katkı sağlaması hedefleniyor. Pelemir aynı zamanda küspesi ile hayvancılığa katkı sağlarken, un katkısı yapılarak ekmeklerin geç bayatlamasını ve raf ömrünü uzatmasını sağlıyor.
ARSLAN; “PELEMİR BİTKİSİYLE 2009 YILINDAN BU YANA ÇALIŞIYORUZ”
BAİBÜ Ziraat Fakültesi’nin uygulama bahçesinde yapılan çalışmalarla ilgili bilgi veren Doç. Dr. Yusuf Arslan, yaklaşık 15 yıldır kurak alanlarda yetişebilecek bitkiler üzerine çalışmalar yürüttüklerini belirterek, “Alternatif yağ bitkileri, ülkemizin yağ ve yağlı tohum küspesi açığının kapanmasına katkı sağlayacak. Bununla ilgili daha önceden ketencik bitkisi, aspir bitkisi ve crambe bitkisi ile çalıştık. Pelemir bitkisiyle de 2009 yılından bu yana çalışıyoruz. Pelemir bitkisi, ağırlıklı olarak buğday ve mercimek tarlalarında yabancı ot bitkisiydi. Yaptığımız çalışmalar gösterdi ki pelemir, kurak ve kıraç alanlarda iyi yetişiyor. Yağ oranı yüzde 25 civarında, küspesindeki proteinin oranı ise yüzde 25’in üzerinde. Pelemiri 2017 yılında kültüre alıp Milli Çeşit Listesine eklettik” dedi.
ARSLAN; “PELEMİR ŞU AŞAMADA BİYODİZEL AMAÇLI DÜŞÜNÜLÜYOR.”
Bu kapsamda bir TÜBİTAK projesi hazırladıklarını anlatan Doç. Dr. Arslan, “Projenin amacı, ülkemizin pelemir genotiplerinin toplanması ve bunların tohum verimi, yağ verimi ve protein oranı açısından karakterize edilmesi. Projemiz, 2021’in Şubat ayında başladı. Bu kapsamda, ülkemizin farklı bölgelerinden, 70 farklı noktadan pelemir tohumu topladık. Ülkemizin bütün bölgelerini gezdik ama bu tohumları ağırlıklı olarak İç Anadolu Bölgesi, Doğu Anadolu Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden topladık. Bu tohumlar geçen yıl sonbaharda ekildiler. Bir kısmı şu anda hasat olgunluğuna geldi. Bunların her biri farklı genotip olduğu için sadece bir kısmı hasat edilebilir durumda. Hasat edildikten sonra laboratuvarda bunların yağ ve protein analizleri, biyodizele ve jet yakıtına uygunluk durumları belirlenecek. Pelemir şu aşamada biyodizel amaçlı düşünülüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı da bu alanda çalışmalar başlattı ve çalışmalar ağırlıklı olarak TAGEM bünyesinde yürüyor. Üniversite düzeyinde de bizim liderliğimizde yürüyen bu projenin paydaşları, Muş Alparslan Üniversitesi, Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve TAGEM. Ayrıca Türkiye’nin en büyük biyodizel firması DB Tarımsal Enerji’de bu projeye katkı sağlayan özel sektör olarak yer alıyor” ifadelerini kullandı.
ARSLAN; “SOĞUĞA VE KURAKLIĞA DAYANIKLI”
Pelemir bitkisinin kuraklığa dayanıklı olmasının ülkemiz açısından büyük bir avantaj olduğunun altını çizen Doç. Dr. Arslan, “Kurak ve kıraç alanlarda iyi yetişen bir yağ bitkisi ümidimizi arttırıyor. Pelemirin bir özelliği de soğuğa dayanıklılığı çok yüksek.
ARSLAN; “EK YATIRIM GEREKTİRMİYOR, İLACA İHTİYAÇ DUYMUYOR”
Pelemir bitkisinin ilaçlama gerektirmeyen bir bitki olduğunu belirten Doç. Dr. Arslan, “Yabancı ot ilaçlaması da herhangi bir böcek ve hastalık ilaçlaması da gerektirmiyor. Buğdayda kullandığımız gübre miktarı yeterli geliyor. Buğday mibzeri ile ekebiliyoruz, buğday biçerdöveri ile biçebiliyoruz. Yani çiftçi bunun için ilaveten bir alet ekipman almayacak” dedi.
ARSLAN; “YENİ PROJELER SUNMAYI DÜŞÜNÜYORUZ”
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Ziraat Fakültesi öncülüğünde yürütülen TÜBİTAK destekli Pelemir Projesi’nin 2025 Şubat ayında sona ereceğini belirten Doç. Dr. Arslan; “Bu projenin tamamlanmasıyla birlikte, bu projede öne çıkan genotiplerle birlikte ülkenin farklı iklim bölgelerine uyumlu yeni çeşitler geliştirmek için Tarım ve Orman Bakanlığı’na bir proje sunmayı düşünüyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.