Hey, hey!
Hey dağlar, hey dağlar, Bolu'nun dağları, hey!
Savulun geliyorum, hey Bolu beyleri!
Böyle olur yüksek yerin rüzgârı;
Böylesine söyletir insanı...
Orhan Veli ‘Yol Türküleri’ şiirinde böyle anlatıyor Bolu’yu.
Bolu’nun rüzgarı böyle söyletir insanı diyor.
Bende eskiden böyleydim.
‘Hey hey!’ diye siyasilere, bürokratlara, yöneticilere Bolu Dağlarından sesleniyordum.
Şimdi yaşlandık mı?
Yüreğimiz mi yumuşadı?
Cesaretimizi kaybettik?
Adamı söyleten Bolu Dağının rüzgarı bize küstü mü ne?
Bilmiyorum. Belki de kavgadan yoruldum.
***
Artık köşeme çekilip öykülerimi yazmak istiyorum.
Siyaset değil, edebiyat konuşmak istiyorum.
Lakin siyasiler bırakmıyorlar ki yapayım.
Bir düşünün; bir taraftan yeni parklar yapıp sanatçıların ismini veriyoruz.
Diğer taraftan Türk edebiyatının, şiirinin mihenk taşlarından Orhan Veli’nin isminin verildiği parkı kaldırıyoruz.
Hadi Şevval Sam’ın fotoğrafı senin cüzdanında, Orhan Veli’nin yol türküleri de benim yüreğimde...
Devam edelim;
Yokuş çıkar, döne döne;
Yokuştan bir Döne çıkar;
İsa Balı'nın ardından
Hanoğlu Kocabey çıkar;
Ayvaz çıkar, Hoylu çıkar;
Bir yardan Köroğlu çıkar:
"Hemen Mevlâ ile sana dayandım,
Arkam sensin, kalem sensin, dağlar hey!"...
Orhan Veli, şiirin devamında Bolu’ya sırtını dayadığında ne kadar güvende olduğunu anlatıyor.
Lakin biz ne yapıyoruz.
Bizi kale gibi gören Orhan Veli’nin parkını yıkıyoruz.
***
Şiire devam edelim;
Kır At'a nal mı dayanır?
Dağlar uykudan uyanır,
Yer gök kızıla boyanır.
Bu dağlardan geçmedinse,
Bu sulardan içmedinse,
Yaşadım deme be, ahbap.
El dayanmaz, diş dayanmaz pınar başlarında
Kavaklar yatar, boylu boyunca.
Ovaya kereste indiren arabalardan
Ses gelir, inceden ince...
Orhan Veli’ye katılmamak mümkün mü?
‘Bu dağlardan geçmedinse, bu sulardan içmedinse, yaşadım deme be ahbap...’
Orhan Veli bu dağlardan geçti.
Bolu’nun sularından içti.
İsminin verildiği parkta kendinden geçti.
Şiirler yazdı.
Hatta bazı kaynaklar, arkadaşlarıyla o parkta toplanıp, edebiyat dergisi hazırladıklarını söylüyor.
Şimdi Tanju Başkan’a sesleniyorum.
Bak benim Orhan Velim, Bolu’dan geçti, suyundan içti, cümlelerinde Bolu’yu seçti. Şiirler yazdı. Senin Şevval Sam’ın Bolu için ne yaptı.
Onun ismini parklara verirken, benim Orhan Velimin parkını ortadan kaldırıyorsun...
***
Yol elbette yapılmalı.
Lakin şehri ve kültürel değerlerini koruyarak yapılmalı.
İşin bir de teknik boyutu var.
Ben bilmem ama bir bilene sordum.
Kavşaktan kaç araç geçtiğini çıkarttılar mı?
Açılacak yolu kaç aracın kullanabileceğini kavşağı nasıl etkileyeceğini araştırdılar mı? diye garip garip sorular sordu bana.
Bilmem dedim ama kafam da karıştı.
Sonrada bilmiş bilmiş; ‘Buradan yol açarlarsa kavşak daha da sıkışır ve işin içinden çıkılmaz’ dedi.
‘Ben işin orasında değilim, Orhan Veli’yi ve kesilecek ağaçları kurtarmanın peşindeyim’ dedim.
Bizim zamanımızda CHP’lileri arkana alıp kestiğimiz her ağaçta kıyametleri kopardın. Şimdide aynısını yaparsın’ dedi.
Sustum bir şey diyemedim!
Sahi CHP’liler bu işe benim gibi susacaklar mı?