Edebiyatçılar, tarihçiler, Siyasetçiler yıllardır hep aşkın peşinden koşarlar.
Aslında aşk iki çeşittir.
Jean Claude Bolognenin Gönül Çelmenin Tarihi kitabında geçer;
Eskiden aşkın beyinden, en tepeden başlandığına inanılır.
Yani aşk beyinde başlayıp aşağı doğru iner.
Gözlerde hayranlığa, sonra dudaklar da öpücüklere, sonra sarılma kucaklama hissi,
Ardından bacakların yol ayrımında sona erer.
Fahişenin aşkı ise bunun tersi bir yol izler.
Aşağıdan yukarıya doğru çıkar.
Ancak aşağıdan beyne çıkıncaya kadar yüreğinizde, düşüncenizde aşktan eser kalmaz.
Çünkü yol ayrımında fazla mesai harcanmıştır.
Ve karşılığı, paradır, makamdır, şöhrettir.
İşte edebiyatçılarla, siyasetçiler arasında ki en büyük fark budur.
Bizler aşka beyinden ve gönülden başlarız.
Siyasetçiler ise yol ayrımından!
***
Gölcükü hatırlayın;
Tanju Özcan CHP Milletvekili,
Tüm Bolu toplanıp eylemler yaptık.
Gölcüke yapılaşma olmasın dedik.
Tanju Özcan ve CHP en önde saf tuttu.
Ak Partililer eyleme katılanları FETÖcü yaptı.
Gün geçti devran döndü.
Tanju Özcan Belediye Başkanı oldu.
Çok açık dile getiremese de;
Bungalovlar milli servet! yapılmış bir kere yıkmayalım düşüncesinde.
Ak Partililer ise niye yıkılmadığının peşinde!
Şimdi soralım;
Sahi siz Boluyu nasıl sevdiniz?
***
Alaaddin Yılmazın döneminde binlerce ağaç kesildi.
Caddelerde, bulvarlarda, kaldırımlarda ağaç kalmadı.
Ihlamur konuları hayallerimizde, anılarda kaldı.
CHPliler bizimle birlikte haykırdı.
Tanju Özcan konuyu Meclise taşıdı.
Gün geçti devran döndü.
Tanju Özcan Belediye Başkanı oldu.
Kaldırımlarda yılların büyüttüğü çamlar kesildi.
Ak Partililer çevreci oldu.
CHPlilerin gözleri görmedi.
Şimdi soralım;
Sahi siz Boluyu nasıl sevdiniz?
***
Gün geçti devran döndü
Tanju Özcan Belediye Başkanı oldu.
Sanatsever Başkan dediler.
Boluda tiyatro yapacak Kültür Merkezi yok.
Yeni Stadyum Kompleksi dediler,
Vizyokent dediler,
İmaret Meydanı dediler,
İzzet Baysal Kültür ve Sanat Merkezi dediler,
Büyüksu Botanik Parkı dediler.
Bir yılın ardından;
Belediye Meydanına; Led ekran ve direk diktiler.
Şimdi soralım;
Sahi siz Boluyu nasıl sevdiniz!
Bizleri enayi mi bellediniz...