AKP ‘NİN HOROZU ARTIK YUMURUTLAMIYOR!

Küresel güçler öylesine bir ortam hazırladılar ki.! 

Sürekli din ve irtica ekseni üzerine oturtulmuş bir siyaset.

Yaratılmış türban sorunu etrafında mağdur edilmiş kız öğrenciler, 

Karşılarına dikilmiş askeri, polisi, rektörü siyasetçisi…

Sanki düşman kuvvetler halkın gariban evlatlarını ezmek için iş birliği yapmış gibi bir tablo oluşturuldu.

***

İşte bu ortamda kurdular partiyi ve Türkiyeye bir kurtarıcı gibi sunuldular. 

Dışardan oluk oluk paralar gelmeye başladı. Satılan devlet mallarından gelen paraylada tam bir lale devri başladı.

Hak edilmemiş makamlar, kolay ele geçirilen mevkiler, zahmetsiz kazanılan servetler bir ‘kibir partisi haline getirdi AKP ‘yi.

Halktan aldıkları destekle Cumhuriyetin kazandırdığı bütün devlet birikimlerini yerle bir ettiler, Milli değerlerimizi yok saydılar.

Uydurma senaryolarla Devlet görevlilerini asker, polis, istihbaratçı demeden terörle mücadele etmiş kim varsa Ergenekon uydurmasıyla FETÖyla işbirliği içerisinde tutukladılar, hapse attılar, mağdur ve mahkum ederek zulmettiler.

Kibir ve azgınlıkta o kadar ileri gittiler ki ‘Bizden önce mağara devrinde yaşıyordunuz, geldik karnınızı doyurduk, sizi adam ettik imasında ve iddiasında bulunmaya başladılar. 

*** 

Şems-i Tebrizi hazretleri Şamdan Konyaya gelirken, yol üzerinde bulunan bir hana uğrayarak burada yatmak istedi. Fakat uğradığı bütün hanların dolu olduğunu, hiç kalacak yerlerinin olmadığını öğrenince, câmide sabahlamak istedi. Câmiye gidip yatsı namazını cemaatle kıldı. Cemaat dağıldığında, o hâlâ duaya devam ediyordu. Duasını bitirdiğinde, câmide kimse kalmamıştı. Cübbesini çıkarıp başının altına koyarak uzandı. Günlerce süren yolculuğun verdiği yorgunlukla hemen kendinden geçti. Bir müddet sonra câminin kapılarını kilitlemek üzere gelen görevli, camide birinin yattığını görünce, yanına yaklaşarak:
“Burada yatılmaz kalk!” dedi.
Şems-i Tebrizi hazretleri doğrularak:
“Benim kimseye bir zararım dokunmaz. Garibim, uzak yoldan geliyorum. Hanlarda da yatacak yer yokmuş, başka kalacak bir yerim de yok. Bırak da burada sabahlıyayım.” dedi.
Câmiyi kilitlemek için gelen kişi;
“Beni uğraştırma, sana kalk dışarı çık dedim, yoksa yaka paça seni dışarı atmasını bilirim.” diye karşılık verdi.
Şems-i Tebrizi hazretleri, bu son sözler üzerine bir tuhaf oldu. Hemen ayağa kalktı. Cübbesini toplayarak sessizce kapıdan dışarı çıktı. Câmiden çıkmasını isteyen görevli, onun arkasından bakarken, aniden boğuluyormuş gibi oldu. Bunun üzerine;
“İmdat boğuluyorum!” diye bağırmaya başladı. Bu sesi işiten imam efendi koşarak geldi ve ona;
“Ne oldu, niye bağırıyorsun?” diye sordu. Kayyum durumu anlatınca, imam efendi hemen câmiden çıkıp koşarak, Şems-i Tebrizi hazretlerine yetişti.
Kendisine;
“Efendim, o cahildir, bir terbiyesizlik etmiş. Ne olur onu affedin!” dedi. Şems-i Tebrizi hazretleri imam efendiye baktı. Üzüntülü bir şekilde:
“Onun işi benden çıktı. Benim yapabileceğim bir şey yoktur. Ancak imanla ölmesi için dua edebilirim.” buyurdu.

***

Mazlum ve mağdur rolüyle ülkeyi ele geçiren AKP eli sopalı, hak hukuk tanımaz, her şeyin ve her hakkın sahibi olup halden anlamayan eli sopalı bir zalime dönüşünce  AKP için artık yapacak bir şey kalmamıştır.

Allah hak ve adaleti çoktan kaybetmiş AKP cemaatini ters yüz çevirmiş kendi elleriyle sonlarını hazırlamaya başlamışlardır.

Zulmün, adaletsizliğin ve haramın abat olmayacağını, olmadığını bir kez daha yaşayarak görüyoruz.

 

Yorum yazın

UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.

Kayhan ACIKOL yazıları

21ARA2020