Erzurum’un zenginlerinden biri evinde ziyafet vermektedir.
Ziyafetin tam orta yerinde şerbetler biter!
Hemen hizmetkarlardan Hasan Efendiyi çağırır ve eline bir kaç kuruş sıkıştırarak,
‘Git bize şerbet getir der.
Hasan Efendi, kar da kışta, ayazın tilkiyi havada dondurduğu soğukta, gölbaşına gider ve iki şişe şerbeti alır gelir.
Ağa şerbetleri görünce sevinir ve Hasan Efendiye;
‘Yarin bene hatırlat, biraz para vereyim, bir at bir araba al, kendi işini kur der.
Hasan Efendi yediği ayazı unutur ve sevinçle evine gider.
Ertesi gün erkenden ağanın evinin önünde dikilmeye başlar. Ağa geç bir saatte uyanır ve Hasan efendiyi evin önünde dikilir görünce;
‘Ne oldi gine sabah sabah gapinin önüni kesmişsen. Bir şey mi var? diye sorar.
Hasan Efendi de melül ve mahzun şekil de ağanın gece verdiği sözü hatırlatır.
Ağa bunları duyunca küplere biner:
‘Yıhıl get oradan. Ahşam gafam eyiydi, ne söylediğimi bülmirdim. Bir halt yedik, söyledikse böyle üstelenir mi? diye çıkışır.
Bunun üzerine kurduğu hayallerin sona erdiğini anlayan Hasan Efendi;
‘Yoh ağam yoh gece yediğin baldı, asıl haltı şimdi yedin...
***
Suriyelilerin bu ülkenin 40 milyar dolarını her fırsatta yüksek sesle ve büyük bir gururla söyleyen ve gerekirse bir 40 milyar dolar daha yedireceğini söyleyen ağa, milletin zillete düştüğü günlerde Suriyelilere verdiği baldan istiyorlar. Bakalım vereceği bal mı olacak yoksa zehir (halt) mı?
BİLSEYDİ DOLAR UÇMAZDI
Gülizarın düğün hazırlıkları başlamıştı. Gülizarı, İdrise vereceklerdi.
Kız tarafı, İdris hakkında bilgi almak için doğruluğu dürüstlüğü ile bilinen’’dini bütün’’ Heno nene’ye geliyorlar.
‘Nene İdris cığara, içki içer mi? Kumar bilir mi?
‘Yoh anam İdris cığara da içmez, rakı da içmez, kumarı da bilmez der.
Misafirler gittikten sonra torunu nenesine sorar.
‘Nene sen heç yalan söylemezdin, misafirlere niye dedin çi İdris kumar bilmez?
‘Ya ne diyim yavrum. İdris kumar bilseydi her akşam yuduzmazdı.
***
Damatın ekonomi bilmediği krizin dünyayı kasıp kavurduğu, doların %14 değer kazandığı, işsizliğin kriz noktasına geldiği, binlerce iş yerlerinin kapandığı bir ortamda biz bu krizden büyüyerek çıkacağız demesi tescillemiş oldu.
YÜZSÜZ KORONA!
Kapıdan kovsan bacadan girer, bacadan kovsan pencereden giren yüzsüz bir adam vardı.
Ziyaret bahanesiyle evlere girer, sigarasını çayını içer, karnını doyurmadan evden çıkmazdı.
Kapı çalındı gene o adam.
Hizmetçi kız kapıyı aralayınca adam şöyle konuştu.
‘Düneğin size bir araba şalgam, bir araba lahana gelmişti. Afiyetle yiyin demeye geldim.
Hizmetçi; ‘Sağol amca dedikten sonra kapıyı kapatmak istedi. Ama adamın gitmeye niyeti yok.
‘Efendi emmim evde mi?
‘Hee evde ama heste yatir
‘Benim biraz tohtorluğum vardır. Cimse yoksa yanina gelim bak yardimim dokunir.
Hizmetçi ne yapsa adam gitmez. Mecbur içeri durumu anlatır. Evin beyi kızar, hizmetçiye der ki :
‘Get de ki, efendi emmim ölmüş.
Hizmetçi gelip söyleyince adam:
‘Yaa Allah taksiratını affetsin. Bari gelip de başında bir yasin öhiyim.
Vallahi bu korana da böyle bir şey.
Adam 90 yaşında öldü ölecek ama başında yasin okumadan ayrılmıyor.