Adam zücaciye dükkânından içeri girmiş, altı tane kahve fincanı istiyorum demiş.
Satıcı fincanları kutusundan çıkarıp tezgâhın üstüne koymuş.
Müşteri, “Olmadı bunların kulpları solda.”
Satıcı, “bizde yalnız bunlar var.”
Adam karşı sıradaki dükkâna girmiş, aynı isteğini satıcıya söylemiş. Satıcı fincanları tezgâha koymuş. Müşteri, “Ama bunların kulpları solda”
Satıcı gülmüş, fincanları çevirmiş ve kulplar sağa gelmiş.
Müşteri, “Şimdi oldu” diyerek fincanları satın almış.
Bu ülkenin enerjisini fincanın kulpu misali ya din kötü diye harcıyorlar ya da ATATÜRK kötü diye harcıyorlar.
Toplum eğitiminin genel seviyesi ve insan modelimiz ortada iken kadına şiddet taciz tecavüz, saldırganlık almış başını gitmişken kimse bu problem hepimizin, buna nasıl çözüm buluruz derdinde değil. Bütün gayret bunu yapan “dindar” dı din kötü ya da bunu yapan “Atatürkçü” idi Kemalizm kötü derdinde.
KIYMETİ KALMAYAN ÜNVAN
Üniversitede görevli bir profesör bir apartman dairesinde oturuyormuş. Komşularına da Sular İdaresinde çalışıyorum dermiş.
Bir gün üniversiteden bir meslektaşı kendisini ziyaret gelmiş, fakat evini de tam olarak bilmiyormuş. Kapıda rastladığı komşulardan birine sormuş onu. Komşu pek şaşırmış, “Sizin tarifinize uyan bir komşumuz var, ama o Sular İdaresinde memur” demiş.
Gelen konuk kapıyı çalmış, profesör kapıyı açmış, kendisini içeri buyur etmiş.
İki arkadaş sohbete başladıklarında, “Alem adamsın, Sular İdaresi de nereden çıktı? “ demiş. Öteki pek bir pişkin, “ Ne yapayım, benim profesör olduğumu öğrenince, hiç biri kapıdan eksik olmaz; her dakika akıl sorarlar.
Boş ver böyle rahatım yerinde.”
TPAO dan emekli gn.md yardımcısı bir tv programında TV nin gediklisi bi rektöre hitaben şu ifadeleri kullandı. “Arkadaşım sen benim kırk yıllık dostumsun. Sen bir saniye bir gemide doğalgaz arama çalışmasına katıldın mi ki oraya çıkmış atıp tutuyorsun. Lütfen rica ediyorum herkes bildiği konularda yorum yapsın bilmediği konuları da uzmanına bıraksın.
Bir zamanlar ünvan sahibi insanlar sokakta görüldüğünde herkes ceket iliklerdi saygıdan. Çünkü hakikaten emek vererek bilgi sahibi olurlardı ve saygıyı da hakkederlerdi.
CHP ..!
Yaşlı kadın pazarda limon alıyormuş.
“Limonlar taze mi evladım?”
“Taze teyzem, Allah inandırsın, senin elli yıl önceki halin.”
Hiç değişmiyorlar.!
Hiç ümit bağlanmıyor!
DAMAT NİÇİN VARDIR?
Dursun ile Temel sohbete dalmışlar.
“Tursun uşağum, berber niçun vardur?”
“İnsanlarin saçini kesmek içun.”
“Peki, fırincu niçun vardur?”
“İnsanlar ekmek yesun, aç kalmasin da.”
“Ha benum dayum niçun vardur?”
“Oni dedene soracaysun. O, onun üretimine giriy uşağum.”
Sağlık bakanı niçin var ?
Hastalıklarla mücadele etmek için.
Milli eğitim bakanı niçin var?
Adı üstünde eğitim için.
Milli Savunma Bakanı niçin var ?
İçte dışta düşmanı korkutmak için.
Ula DAMAT niye var!
Ha bu soruya Karadenizliler cevap versin.