Şamda ki sarayına kesik halde getirilmiş Hz. Hüseyinin başını gören Yezid bir hezaren kamışı istedi ve onunla Hüseyin’in (a) dudak ve dişlerine vurmaya başladı. Ebu Burze-i Eslemi Yezid’e hitaben dedi; "Vay olsun sana Yezid! Fatıma’nın (a) oğlu Hüseyn’e (a) çubukla mı vuruyorsun? Oysa ki ben Resulullah’ın (s), Hüseyin ve kardeşi Hasan’ın (aleyhimes selam) dişlerini öperek ve emerek "Siz ikiniz cennet gençlerinin efendilerisiniz, Allah sizi öldürenleri öldürsün, lanet etsin ve onları cehenneme atsın. Ne de kötü bir yerdirir orası" dediğini görmüş ve duymuş biriyim.
Yezid buna öfkelenerek onu meclisten dışarı çıkarmalarını emretti ve sonra da İbn-i Zebari’nin şiirini okumaya başladı: "Keşke Bedir savaşında öldürülen kabilemin büyükleri olsalardı da, Hazrec kabilesinin, kılıçlarımızın inmesiyle nasıl inlediğini görselerdi. Görselerdi de bunun sevinciyle çığlık atarak ’Ey Yezid, ellerin kırılmasın’ deselerdi. Biz Beni Haşim büyüklerini öldürerek Bedir savaşının yerine hesap ettik. Ahmed’in yaptıklarından ötürü, onun oğullarından intikam almazsam Hindif oğullarından değilim."
Yezitin bu çirkin ve kin dolu sözlerinden sonra Ali kızı Hz. Zeynep ayağa kalkarak YEZITE şu sözleri söyledi.
“Soylu ve necip insanların ciğerini ağzına alıp emen ve sonra da dışarı atan ve şehidlerin kanıyla beslenen (Uhud savaşında Muaviye’nin annesi Hind’in, Hamza’nın ciğerini ağzına alarak yemek istemesi olayına işaret etmektedir) birinden nasıl merhamet beklenebilir? “
Peki kimdi bu Hind.?
HIND B UTBE
Müşriklerin komutanı Ebu Süfyanın eşi, Resullullahın baş düşmanlarından Utbe’nin kızı.
Hinde ‘ye hazret diyenler, babasının da bir numaralı peygamber düşmanı olduğunu bilmezler. Yani sülalede peygamber düşmanı bunlar.
Peygamberimizin Mekke de Risaletini açıklamasından sonra Efendimizin iki azılı düşmanı olan babası (utbe) ve kocasıyla (Ebu süfyan) “müşrik kadınlarının başı” olarak peygamberimize karşı en ahlaksız ve acımasız savaşı başlattı.
Bir kadının yapamayacağı en çirkin iftira, karalama, yalan, bühtan ve tahkir yöntemlerini kullandı. Tüm düğün, eğlence meclislerinde, işi efendimize getirir şiir ve şarkılarla o Hasrete hakaret ederdi.
Bir keresinde Mekke de Ebu Süfyan, oğlu Muaviye ve eşi Hind ile giderken peygamberimizin yürüdüğünü görünce Muaviyenin attan inerek onun binmesini isteyince Hinde ‘bu sapık için mi oğlumu attan indiriyorsun diyerek efendimize hakaret etmişti. (Belazuri,ensabu’l Eşraf,ç 5 ş.13)
Şeyhi Ebu Talib’de Efendimiz ve onu destekleyenler muhasaraya alınıp ambargoya tabi tutulduğunda Mekke’ye gelen kervanların Beni Haşim ile alış veriş yapmaması, aksi takdirde başlarına bela getirecekleri tehdidi yapanlardan biri de bu kadındı.
Peygamberimiz onların bu çirkin ve ahlaksız saldırılarından ve canına kastetmesinden sonra Medine ye hicret etti.
Orada da rahat bırakmadılar. Müslümanlar ile müşrikler arasında ilk savaşta bu kadının ailesi müşrik ordusunun öncülerindendi.
Bedir savaşında Resullulah’i öldürmeye gelen müşrik ordusunda bu kadının babası, amcası, kardeşi ve akrabaları vardı.
Babası, amcası ve kardeşinin Resulullahın kesik başıyla geri döneceğinden o kadar emindi ki, onları bizzat kendisi hazırladı, giydirdi, şiirlerle, şarkilarla, lat ve uzaya adaklarla BEDİR savaşına gönderdi.
Resullullahin kesik başını beklerken; Rersullullah’ın iki aslan yaveri Hz.Ali ve Hz. Hamza tarafından öldürülmesi haberini duyunca adeta aklını yitirdi. Kinine kin ekledi, iblisleşti...
Bu savaştan sonra, Yezit’in bu ninesi, öldürülen babası, amcası ve kardeşinin intikamı alınıncaya kadar,
-kocasından ayrı yatacağına,
-Güzel koku sürmeyeceğine
-YIKANMAYACAĞINA yemin etti.
O günden sonra hep siyah giyindi. Gerçekten Lat ve Uzza’nın başına yemin ettiği gibi bir yıl boyunca YIKANMADI.
Arabistanın 50 dereceyi aşan sıcağında...
DEVAM EDECEK....