Süslenmiş salonlar, süper ses düzenleri, dolu salonlar, herkesi coşturan parti şarkıları.
Dışarda herkesi uyarıyorlar maskenizi takın, içerde anons ediyorlar. Lütfen boş koltukları doldurun çok misafirimiz var. Salonumuz tıklım tıklım.
Kongre yapılan solunun sokağındaki bir dükkan üzerinde iki kişi soğuktan büzüşmüş dertleşiyorlar.
-Ne haldesin gardaşım?
-Vallahi perişanım.
- Dükkan sahibi tepemde ya kiramı öde, ya boşalt diyor. Kredi taksitini de ödeyemedim banka kiralık katil gibi takipte.
Ne zaman tetiği çekecek bilmiyorum.
Kredi kartıyla yaşıyorum. Bakalım ne kadar sürecek.
-Ya sen ne haldesin? diye sordu diğerine
- Kendime sövürem gardaş!
Zamanında gidip üye olmadım şunlara. Bak adamlarda ne geçim derdi var, ne hastalık korkusu.
Adalet de onlarda, kalkınma da onlarda.
Her birinin eşi, dostu, oğlu, kızı devlet dairesinde iş güç sahibi.
Bizim gibi cıbıl değiller ki. Sesimizi çıkarsak terörist FETÖcü diyecekler diye ödüm patlıyor.
Geçenlerde dükkânda iki kişiyi gördüler yasağı çiğnedin diye zabit tuttular. Bakalım ne kadar ceza gelecek.
Bak salonda 2 bin kişi var. Onlara hiç bir şey yok.
***
Yaşlı bir Erzurumlu bir ramazan günü, çifte minarelerin gölgesinde iftarı beklemekteydi.
Ağustos güneşi şiddetini artırmış, ensede boza pişirmektedir.
Yaşlı adam bir yandan sigara, diğer yandan açlık başına vurmuş perişan halde. Duvarın dibinden kalksa buz gibi eriyeceğini sanmaktadır.
Tam bu esnada bir turist kafilesi gelir.
Kadınlı erkekli turistler güle oynaya çifte minareleri gezerler. Ellerinde kola şişeleri, sigaralar, simitler... Bir yandan dolaşırken bir yandan yiyip içmektedirler.
Yaşlı Erzurumlu sarışın genç ve güzel turistlere bakarken kendi durumunu düşünür.
Yanına yaklaşan tercümeye zor bela sorar;
-Ula oğul bunlar hançi memleçetli?
-Bey amca bunlar turist. Kimi Avrupalı, kimi Amerikalı.
Dede bu cevabı anlar ama genç turistlerin davranışlarını görünce içerlemeden edemez. Tekrar tercümana döner.
-Ula onlarda remazan, oruç, namaz yoh mi?
Tercüman bu soruya “yok” diye cevap verir.
Bunun üzerine yaşlı adam şöyle der;
-Ula oğul bu tavuklara söyle dinlerinin kıymetini bilsinler, dinlerine sahip çıhsınlar. Bele bizim gibi gendilerini helak etmesinler.
Sözün kısası benden söylemesi gardaşım partinize sahip çıkın. Bir daha böyle yağma hasan böreğini bilmem ki kaç yılda bir bulursunuz.
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti devleti bütün kurum ve kuruluşlarıyla, bütçesiyle partililerinizin hizmetinde.
Şimdi namazı, orucu, helâli, haramı, kul hakkını düşünerek kendinizi helak etmeyin.