Bakanlık makamında Bakan eşleri!
1999 seçimleri MHPye iktidar yolu açmasına rağmen aslında, kabusun başlangıcı oldu.
Fazilet Partisi başörtüsü sömürüsünü toplumun geneline yaymak ve çatışma ortamı yaratmak için ‘Amerikan Vatandaşı türbanlı Merve Kabakçıyı Meclise sokmuştu.
MHPden ise türbanlı Dr. Nesrin Ünal seçilmişti.
2 Mayıs 1999 günü Mecliste ki yemin törenine Dr. Nesrin Ünal başını açarak,
Fazilet Partisi Milletvekili Amerikan vatandaşı Merve Kabakçı ise (Fetö çetesine üye olmaktan müebbet hapis yatan) Gazeteci Milletvekili Nazlı Ilıcakla beraber türbanıyla girmiş ve yuhalanarak Meclisi terk etmek zorunda kalmıştı.
***
Seçim öncesinde meydanlarda ‘türbanı biz çözeceğiz mesajı veren MHP ve Devlet Bahçeli radikal İslamcı basının 28 Şubat darbesini hatırlatan yuhalanma fotoğrafları ve Dr. Nesrin Ünalın başı açık fotoğrafını kullanarak ‘türbanı açarak çözdüler suçlamasının hedefi oldu.
Meclisi ve ülkeyi karıştıran ‘Merve Kabakçı ve ‘türbanı çözdüler provokasyonunun şokunu üzerinden atamadan 15 Mayıs 1999 de Rahşan Ecevitten zehir zemberek ve ülkücü camiayı ayağa kaldıran bir açıklama geldi;
‘Eli kanlı katillerle hükümet ortağı olmayı içime sindiremem.
***
Devlet Bahçelinin seçim gecesi FP ve DYP dinlensin sözü ile alternatif koalisyon seçeneklerini bitirmesi başına bela olmuştu.
Bu ağır ve telafisi zor ithamlara rağmen DSP+MHP+ANAP koalisyon hükümeti kuruldu.
MHP 12 bakanlık almış yurdun dört bir tarafından gelenlerle bakanları tebrik kuyrukları oluşmuştu.
MHPli bakanlıklara gelenlerin şaşkınlık yaşadığı şeyler oluyordu.
Bakan özel kaleminde oturan sarkık bıyıklı omuzu düşük can alırcasına dik dik bakan tipler ve Bakanlık makamında Bakan eşlerinin Bakan edasıyla sürekli oturması dedikodu yaratıyordu.
Yılların tecrübesine sahip Bakanlık personeli bu yeni kiracıların (MHPlilerin) toyluğunu ve Devlet kuralsızlığını çabuk kavramış sürekli pohpohlayarak, hak etmedikleri ilgi ve alaka göstererek avuçlarının içine almıştı.
Hatta bu ilgi ve alaka o kadar ileri gitmişti ki bazı Bakan eşlerine özel kalem sekreteri ve özel araç tahsisi yapılmış her gün Bakanlık makamına gelip gider olmuşlardı.
***
Kırşehirde yapılacak MHPli Milletvekili eşlerinin bir toplantısı için MHP Genel Merkezi tarafından otobüsler ayarlanmış ve kafile yola çıkmıştı.
Fakat kafileye iştirak etmeyen iki Bakan eşi, Bakanlık makam aracı ile ayrı olarak Kırşehire gitmişti.
Başbakan yardımcısı ve hükümet ortağı olmasına rağmen Devletin aracına binmeyip MHP genel merkezine ait aracı kullanan Devlet Bahçeli bu yaşanan görgüsüzlüklerden haberdar oluyor ve şaşkınlığını ve öfkesini gizleyemiyordu.
Bu arada ülke iki deprem üst üste yaşamış ve her şey zora girmişti.
İstanbul- Körfez ve Adapazarı gibi ülke sanayinin yoğunlaştığı bölge de hayat durmuş, üretim bitmiş, halk şaşkın vaziyette günü kurtarma hesaplarında mücadele ediyordu.
MHP ye bağlı Bayındırlık Bakanlığı ve Bakan Koray Aydın büyük bir gayretle
depremin yaralarını sarmaya çalışırken Ankara ve MHP Genel Merkezi tam bir dedikodu yuvasına dönmüştü.
Bakan Koray Aydının Müsteşar yardımcısı Sedat Abana müsteşar imza yetkisin vermesi, ihaleleri ve iş dağıtımını yaptırması büyük fitneye yol açıyordu.
Deprem bölgesinde ki alt- üst yapı ve büyük inşaat ihaleleri başta MHPliler olmak üzere bütün müteahhitlerin iştahını kabartıyor.
İş alamayan MHPli müteahhitler ise her yerde ulu orta Bakan ve Sedat Aban hakkında ileri geri konuşuyordu.
Devlet Bahçeli kendisine gelen her şikayette, şikayet edilen isimleri gördükçe;
‘Yahu bu nasıl olabilir! Bunlar nasıl ülkücü? Biz kime inanacağız! Bu insanlar da bu pis işlerin içindeyse biz nasıl ülke yöneteceğiz ? diye söyleniyor hayıflanıyordu.
***
Bir anımı anlatmak isterim.
Koray Aydın Trabzonlu bir müteahhit tanıdığına haber göndererek Adapazarı alt yapı ihalesi için dosya vermesini ister.
Fakat Müteahhitten ses seda çıkmaz. Herkesin iş almak için kendini parçaladığı
o ortamda Koray Aydın ikinci defa haber gönderir. Haber getiren benim de bulunduğum Türk Aydınları Vakfın da;
Müteahhide ‘Abi Koray Bey senden dosya istiyor. İş verecekmiş dedi.
Müteahhit bey hiç oralı olmadı. Yanına yaklaştım; ‘Abi hayrola niye dosya göndermiyorsun? dedim.
‘Biz adil bir şekilde hakkımızla iş almak para kazanmak isteriz dedi.
‘Deprem bölgesinde mağdur olmuş, ölmüş, perişan olmuş insanların üzerinden pazarlıkla rüşvetle para kazanmak istemeyiz. Bize haram olur bu iş dedi.
Kaderin garip bir cilvesi o dönemin müteahhidi ve Bakanı şimdi MHPye ve Bahçeliye bayrak açmış Türkiyeyi İYİleştireceklerini söylüyorlar.
Haftaya Ulaştırma Bakanlığı dramı ve Türkiyem söz yazarı Dilaver Cebecinin MHP ye isyanı.