YOZLAŞTIRDIĞIMIZ YAVRU VATAN
Yolsuzluk,
Peşkeş,
Kötü idare,
Yabancı emek sömürüsü,
Yabancı için düşük ücret,
Beleş işletilen kaçak durumda Asyalı Afrikalı öğrenciler,
Torbacısı bilinen patronu meçhul uyuşturucu sorunu,
Her yıl çıkan vergi sigorta affı,
İstediği garibanın elektriğini kesen kibtek,
Elektrik borcu silinen kodamanlar,
Milyon sterlinlik arsa tahsisleri,
Gençlere uyduruk altyapısız ovadan tarlaları arsa diye törenle dağıtmalar,
Hayvancısını kalkındırmak yerine kendine mahkum etmeyi seven hükümetler,
Memurunu bir odadan diğerine gönderemeyen yönetim anlayışı,
Devletin bir dairesine vermek için 10 daireden evrak toplama saçmalığı,
2017 de bugün git haftaya gel.
Hastanede hala günler sonraya emar tomografi randevusu,
Okulları ele geçirmiş sendikalar,
Eğitimi planlamayan bakanlık,
Gencini istihdam etmekten aciz bir yapı,
Denetimsizlikten sürekli yaşanan is kazaları,
Kıbrıs ta devlet –hükümet işleyişini yazmak için kara kara düşünürken üniversiteden dava arkadaşım ve kadim dostum Fırat Yılmaz (K.K.T.C Cumhurbaşkanlığı kıdemli personel amiri) YDP milletvekili adayı olarak bastırdığı broşürde anlatılabilecek en güzel şekilde anlatmış.
***
Kıbrısta din anlayışı.
Bektaşi bir köyden geçerken cemaat önüne çıkmış.
Baba erenler sen bu işi bilirsin. Cenazemiz var gel namazını kıldır derler.
Baba erenler yok olmaz falan derken yaka paça alıp sandukanın başına getiriler.
Dilinin döndüğü kadarıyla namazı kıldırır ve mevtaya hitaben ‘sorgu sual arasında dünya da işler nasıl? diye sorarlarsa, Bektaşi hoca oldu de! onlar anlar ne halde olduğumuzu der.
Osmanlının getirip adaya bıraktığı soydaşlarımız kapitalizmin ruhunu Hristiyan ahlakıyla bütünleştirmiş ve dünya nimetlerinden meşruiyet içerisinde faydalanan adanın Hristiyan halkıyla Milliyetini ve İslamın genel kaidelerini unutmamak şartıyla bir bütünlük oluşturmuş ve sosyal bir düzen kurmuştur.
Bu düzen maalesef İslamın şartlarından biri olan HZ. Muhammet (SAV) hayat dışı bırakılarak devam etmiştir.
***
Kıbrısta Ruma bakış:
Kıbrıslı soydaşlarımız için Rum; sadece ve sadece ‘güvenilmez, kalleş ve her an bizi yok etmeye hazır art niyetli bir toplum olarak değerlendirilmektedir.
Bunun dışında kim ne derse desin fantezi yapmaktadır.
***
Kıbrısta AB ve İngiltere ye bakış :
Dünya devletleri içerisinde sadece Türkiyenin tanıdığı Yavru vatan ve soydaşlarımız ekonomik çıkmaz içerisindedir.
İhracat yok, üretim yok. Dolayısıyla gelir de yok. Durum böyle olunca Kıbrıs Cumhuriyeti olarak Avrupa birliğine kabul edilen Rum kesiminden dolayı
Kıbrıs vatandaşlığı almış ‘Kıbrıslı Türkler Avrupa birliği vatandaşı statüsü de kazanmış olmaktadırlar.
Bu avantajlı durumu da kullanmak için adanın pek çok ailesinin yarısı İngiltere de yaşamaktadır.
İngiltere ile olan bu ekonomik ve sosyal yakınlaşma maalesef soydaşlarımız ve Türkiye arasında soğukluk yaratmaktadır.
Ekonomik durum:
Kurucu Cumhurbaşkanı Rahmetli Rauf Denktaş Adanın kurtuluşundan Türkiye Cumhuriyetine bir rica da bulunur.
Siz bize para vereceksiniz. Bizim gücümüz yok. Zaten kimse bizi tanımıyor.
Bizim çok güzel narenciyemiz var, limon ağaçlarımız var, patatesimiz var, zeytinimiz var. Birkaç plastik ve demir çelik fabrikamız var.
Siz bize para vermeyin. Gelin bu ürettiklerimizi alın.
Halk çalışkan ve üretken. Hazır Para bizi tembelliğe alıştırır. Çalışalım ve üretelim. Siz nasılsa para veriyorsunuz. Bu ürünleri alın ve ihtiyacını yoksa denize dökünüz. Ama ada halkını tembelleştirmeyin. Türkiye Cumhuriyeti laf dinler mi ? adam sözü dinler mi ?
Gelinen nokta da halk asla tembelleşmedi ama ilk satırları bir kez daha okuyun.
Türkiye cumhuriyeti yavru vatan hükümetlerini kendine nasıl benzettiğini görün.